ALBERTİNA'YA...




Ege turumun tam ortasındayım , 1000 km olmuş dile kolay. Daha önce bu kadar geniş çaplı bir gezi yapmamış bu kadar yeri kısa zamanda görme imkanım olmamıştı.

Geri dönüş yolculuğuna çıkmadan hafızamda yer edecek bir sürü güzel anı edindim ve bu detaylar uzun bir süre hafızamda kalacak. Deniz, kum, güneş bir yana tarihi yerlerde edindiğim deneyimler zaten başlı başına bir hikayeydi aslında. en çok etkilendiğim yapı Efes Antik Kenti’ydi . En güzel yol eski Foça’daki manzaralı yoldu, en güzel deniz de oradaydı sanki. Yani kısacası motosiklete, denize doğaya, tarihe, kültüre doydum.

Bu tatilde tek doyamadığım sen, senin tatlı sohbetin ve ellerin oldu güzel Albertina.

Gezim sırasında karşılaştığım en güzel şey şu arkamdaki yapı mı ?

Hayır.. Sendin .

Senin için söylenecek çok şey var. Zaten sana bakıp güzel şeyler söylememek / düşünmemek imkansız. Ya aklından ya insanlığından şüphe etmek gerek. Sen böyle olunca sayfalarca yazar insan. Yazar olur olamazsa şair olur hiç olmazsa aşık olur. Aşk ve şarap seninle tadılması gereken şeylerin başında geliyor sanırım.

Fakat bir an vardı ki;

Senin şarabın bittiğinde, o kadehte kalan çileği almaya çalışırken aklım uçtu gitti

Bunu saklayamam senden

·         Pembe filandı her taraf..

Seni çok başka seviyorum..

******

Hüzünlü yerler galiba otogar ve havalimanları..

·         İnsanların büyük kısmı gülüyor gibi duruyor. Fakat bende ki bu anlamsız burukluk her seferinde belki olduğum yere dönmek istememem belki de olduğum yerden memnun olmam gibi gelirdi bana.

Hayat ne garip güzel Albertina. İstanbul sanki her yerin dışında bir yermiş gibi. Ayrılması zor çıkması daha zor bir hapis gibi.

Egenin güzel gün
batımlarını
sana bırakıyorum. Onlara iyi bak bir dahaki sefere birlikte izleyelim. Ben birazdan uçağa binip o İstanbul'a dönüyorum, en güçlü anılarımda sen olacaksın kim bilir belki sen şarabını içer ve manzaraya bakarken yukarıdan ben geçerim. Seni de yanımda götürdüğümü unutma güzel Albertina..

******

Duygusal olarak yeniden doğmak, çok güzel.

Uyuma /uyanma aşamasında seninle dün geceki konuşmamız geldi aklıma hemen kutlamak istedim . Aslında bu cesaretsizlik değil tamamen pazarın vermiş olduğu gevşeme

·         Senin isteklerin benin için yaşama sebebi..

Tatlı güzel Albertina’m, dün geceki ses tonun ve konuşma şeklini hiç unutmayacağım. Adeta korumaya muhtaç tatlı korkmuş bir küçük kız gibiydin yanında olup elini tutmayı çok istedim. Yapmadığım için de çok üzüldüm.

Duygusal olarak yeniden doğmaksa eğer doğmaktan kastımız, rakamların yüzüne ve kalbine hiç yansımamış olması bu yüzden olabilir. Sanırım o gün aynı anda yeniden doğduk seninle birlikte kadehimizden ilk yudumu alıp el ele olduğumuz an. Bu yüzden ikimizde aynı yaştayız aslında biliyor muydun ? Aynı gün aynı burç aynı hissedeysek eğer ; bu yüzden hem senin hem benim doğum günümüz kutlu olsun. Hayatın benimle dolu geçsin..

********


Bugün tatilimin son günü, ben de güzel havayı değerlendirme niyetinde sahile indim.

Yanıma fotoğraf makinemi de aldım. Pek kimse yok haliyle; hem hafta içi hem de 30 dereceyi geçen bir hava var. Bugün aynı İzmir gibi sıcak İstanbul  (Süper Girl çalıyor yazının bu kısmında kulaklığımda , yine ilginç bir tesadüf).  

İzmirin sıcağını bilen biri olarak bu benzetmeyi rahatlıkla yapabilirim. 20 yılı aşkındır bu sahile gelirim fotoğraflayacak çok şey bulamadım, aslında bunu bilerek geldim sonuçta. önce mola verdim geldiğimde hemen minik bir dostum beni ziyarete geldi. Küçük bir kedi çantamın üstüne yattı onun kalkmasını bekledim bir süre sonra kalkıp onu banka geri koydum ve vedalaşıp ayrıldık.

Kendimi daha aşağıdaki çiçeklerin orada buldum uçuşan renkli kelebekler vardı, peş peşe pozlar vererek adeta beni tahrik ediyorlardı ve bir an için uzaktan baktım kendime biraz gülünç gibi duruyordum. Çiçeklerin arasına eğilmiş kocaman bir adam yerlerde sürünüyor , Ama aldırış etmeden güzel kanatların fotoğrafını çekmeye devam ettim. İnsanlarla kuramadığım empatiyi şu küçük canlılarla kurmuştum o an. Elimdeki makine ben ve kelebek yerinde olmasını dilediğim sen vardın yine elbette. Kanadındaki her benek ve her tonda seni aradım. En güzel rengi eminim senin dudakların ve gözlerin verecek bana. Güzel teninin bembeyaz ışığında.

Tesadüflerle ilgili bir cümle kurmuştum liseye giderken, hala hatırlarım "Hayat tesadüflerle dolu mucizevi bir yalandır” yalan mı gerçek mi orasından hep emin olamamışımdır. bahsettin videoyu henüz izlemedim fakat eve gittiğimde ilk işim o olacak ve sanırım bu daha ilginç olacak .

Hayatıma adeta bir bomba gibi düşüp kalbim merkezli bir deprem yaratan harika kadın. Her şeyin en güzelinde hep sen varsın.

*******

Eminim bu yeni haftada her zaman olduğundan çok daha güzel olacaksın, gittikçe güzelleşen, gittikçe bal tutan, şekerlenen güzel Armi, iyi haftalar.

Doğaya, dağa-tepeye,  İzmir’e , motosikletime, hayata daha çok bağlanmamı ve onlardan keyif almamı sağlayan güzel kadın, günaydın.

Belki bir gün yine elinden tutarım ve sonra hiç bırakmam umudu sana da günaydın.

İçtiğim şarabı daha değerli kılan, yaptığım gezime anlam katıp, yapacaklarıma heyecan katan, bir yerlerde sımsıcak kalbini hissettiğim güzel insan, yaşam dolu , kültür dolu, enerji dolu imrenerek hayranlıkla izlediğim, muhteşem kadın, günaydın.

*********

Senden kendimi sakınmam imkansız ; sana böyle tutulmuşken. Seni kırmak ise asla olmasını istemeyeceğim bir şey. Ben, sen istediğin sürece hep hayatının bir yerinde olacağım. Bu ara motorsikletim yok. Nasıl bir bağımlı olduğumu anladım bu sürede. Çok mutsuzum ve nasıl sıkıntı çekiyorum sana anlatamam. Ama senin varlığın ve güzelliğini unutturacak şeyler değil bunlar, sen hep varsın ben yine sana bakıyorum ara ara, ben yine hep seni düşünüyorum ilk uyandığımda.

Yazmışsın ; “Ben son dakika kaçan ve saklanan; bir anda ortadan yok olan birine dönüştüm.. Çünkü aradığım şey ...""

Bu sözün tamamen beni de anlatan bir cümle olduğunu bilmeni isterim öncelikle, uzun zamandır böyle yaşıyorum.

Sebebini uzun zamandır düşünüyorum, kimine göre içimde tanrı inancım olmamasıydı, bu halimin sebebi.. Oysa ben öyle olmadığını biliyorum, fakat aksi gibi sebebini de bilmiyorum malesef, sanırım beni anlayabilecek, tam anlamıyla sevebilecek/sevebileceğim (her şeyiyle beni etkileyen) biri olmadığı için böyle olma ihtimalimin yüksek olduğunu düşüyorum.

Uzun zaman önce yalnız yapabileceğimi her zaman yalnız kalmak istediğimi düşünmeye başlamıştım. Malesef bu karanlık dönemde bir çok saçma şeyler de geçti aklımdan, yaşamanın pek bi anlamı kalmadığını düşünürüm sık sık.

Kimseye değer veremedim, birlikte olamadım hayatımın büyük çoğunluğunda..

Fakat tüm bu olanları kimseye anlatamadım bugüne kadar. Seninle bir gün bu içimdekileri konuşuruz mutlaka diye kafamdan geçirmiştim yakın zamanda.

İşte sanırım seni bu yüzden çok önemsiyorum, çok zarif, alımlı, seksi bir kadın olduğun için değil, gerçekten karşımda dolu , ama fikirlerimi alacak daha çok yeri olan sevgi saygı dolu bir insan gördüğüm için seni seviyorum.

Sana yazmadığım günlerde ise gün içerisinde aklımda olduğunu bilmeni isterim.

Yazdıklarını okurken gözlerim doldu bir an ve sonuna geldiğimde ise "Bu arada motoruna ne oldu?" yazına da gülümsedim, beni iki duygu arasında bırakıverdin bir anda, işte sen bu yüzden çok başkasın sanırım. Bir çok duyguyu içinde barındıran tatlı enfes kadın.



Bodrumdayız .

Yaz yine mevsim.

Kocaman bir yatak incecik beyaz çarşaflar var ufacık örtünmüşüz .

Gündüz denizden gelip duş alıp yatmışız..

Sen yanımda uyuyorsun arada sana bakıp seni öpüp tekrar uykuya dalıyorum...

Kahvaltıdaki reçelim,
şarabımın içindeki çilek kokusu,
hayallerimdeki güzel kadın.

Bugün de belki seni bana getirmedi ama yarınlar yine umut dolu olacak.

Düşümdeki rüya, içimdeki ses güzel tanrıçam

Yarın olduğundan daha da güzel uyanacaksın ne güzel.

Ne şanslıyım..

************

(Bir yıl sonra gelen yeniden.. )


Merhaba güzel Albertina'm.
Bu hayat karmaşasında sorunlar yetmezmiş gibi, saçma bir aşk macerasına girip çıktım. Macera mı yoksa zorlama bir dram filmi mi çektim bilemiyorum orasını.

Benden sana küçük bir sır , ilişkim süresince en çok kıskanılan ve haliyle en çok beğenilen kadın kimdi bir tahmin et : Albertina Buena (pek sürpriz olmadı sanırım. )

Bu yaşadıklarımın ardından kendimi yine sana yazdıklarımı okurken buldum Duygusal olarak yeniden doğmuşken, bir kez daha kendi içimde öldüm bu sefer.

Ben aşkı da hayatı da bu sevemediğim yoz ve soğuk şehirde yaşamak istemiyorum. 2 ay önceki izmir seyahatimde ne tuhaf ki hiç yolu bilmeden bambaşka yerlere giderken senin evinin önünden geçerken buluverdim kendimi. Hatta sana bir selfie bile atmıştım..

Ne şanslıyım ki aşkı tanıdığım, sokaklarında birlikte yürüdüğüm, barında oturup içki içtiğim, sarhoş olduğum, yağmurunda beraber ıslandığım, ben giderken de beni öptüğün güzel bir şehir var canım istediğimde kaçabileceğim.

Seviyorum senin şehrini güzel Albertina. Nazik ve güzel sesinden , güzel sözler duymayı özledim. İçimdeki kırıklıklar, yaralar ve buz tutan yerler sesinle düzelecektir.

Eminim bugün her gün olduğundan daha güzelsindir..


Ah be Albertina'm keşke hiç bitmeyen bir an olsaydı diyoruz bazı anlar için.

Hayat boyu hatırlayıp unutmamak da güzel bir kokuyu,bir tadı, bir kadından fazlasını. Ben sonsuza kadar senin gizli bahçendeki küçük sevgilin olarak kalacağım.

Sanırım seni bana sorduğunda betimlememde biraz aşırıya mı kaçtım bilemiyorum orasını. Ama sana bakıp iç çekmeyecek erkek, kıskanmayacak kadının aklını sorgularım..

Ne yapayım Albertina , hayatta karşıma çıkan herkeste hep seni arayacağım.




 



JAJA WASHBURN

 

0 yorum:

Yorum Gönder

Facebook Sayfam

Çok Okunanlar

Twitter Akışı

Rastgele