AL MIDAN - MEYDAN




'Al-Midan'ı seyredince yeniden Haziran hareketlerinin o derin coşkusuna gittim. Acıtan ama yüreklendiren bir şeyler vardı bu belgesel / filmde...


2013 Ağustos'unun başlarında, yüzlerce insan Mısır'da güvenlik güçleri tarafından , gerçek mermiler kullanılarak, üzerilerinden panzerler geçilerek, dövülerek, müzelerde , devlet dairelerinde akıl almaz işkenceler görerek öldürüldü. Bu dünya tarihinin gördüğü en büyük protestonun acı bilançosuydu.

İki sandık yapmışlardı seçimlerde. Biri katiller , biri hainler için. İkisi de devrimcileri temsil etmiyordu. Devrimcilerin sandığı sokaklardı. 
 

Devrimin amacı olan ekmek, özgürlük, sosyal adalet gibi kısa sürede ulaşılması imkansız.. Ama o çocuklar Ahmet, Halit ve diğerleri özgürlük için savaşmaya devam ediyorlar. Halk silahsız savaşıyordu.
 

 

Haklarınız elinizden alınıyorsa, sana yalanlar söyleniyorsa, medya katillere destek veriyorsa, başka ülkeler her gün gazetelerde hem rejimi eleştirip hem de silah ve sinir gazlarını o ülkeye direnişcileri öldürmek için kullanıyorsa , artık uyanman gereken zaman gelmiş demektir.


Halk bireysel olarak örgütlerden daha güçlüdür. İnsanları harekete geçiren şey ise, onlara yalan yanlış söylenen şey değil, korku ve bastırılmışlık değil sadece "vicdan"dır.


Eğer bir toplumda vicdan yaratabilirsen o zaman gerçek lideri de bulabilirdin.


Gerçek lider sensin.


2011'den 2013'e kadar kanlı bir şekilde devam eden o devrimci direnişin her ferdi bir liderdi.


Türkiye'de Haziran hareketlerinde olduğu gibi; Tahrir meydanındaki o çocukların her biri bir liderdi.

Herkesin aradığı tek bir şey vardı. Vicdan ve adalet..
Belgesel / filmde beni çok etkiyen bir konuşmaydı.

Ölen oğlunun başında bir annenin söyledikleri..
 

"Mina, sana protestolara gitme demedim mi? Gitmem, senin istediğin olsun anne dedin. Ama beni kandırıp gittin ve şimdi hayatımızdan gidiyorsun. Bana demiştin ki, eğer devrim şehidi olarak ölürsem üzülür müsün anne?..Şehit olduğun için üzülmüyorum ama seni kaybetmek canımı acıtıyor. Şehit olduğun için üzülmüyorum ama bu veda çok canımı yakıyor Mina!.."
 

Eğer bir ülkede iyi ve özgür insanlara hain; hainlere ise kahraman denirse ; o ülkede yaşanan ve yaşanmaya devam edecek olan çok ağır bir dram var demektir.
 

Bu arada filmde "The Kite Runner" filminden tanıdığımız Khalid Abdalla'nın bu devrimin dış basına aktarımında ne çok payı olmuş inanılmaz..


Kısacası, çok etkileyici bir belgeseldi. Söylenilen özgürlük şarkıları ile olağanüstüydü..


İzleyin, izlettirin..
Tarihe tanıklık edin..Devrimin amacı olan ekmek, özgürlük, sosyal adalet gibi kısa sürede ulaşılması imkansız.. Ama o çocuklar Ahmet, Halit ve diğerleri özgürlük için savaşmaya devam ediyorlar. Silahsız bir savaş bu..
Haklarınız elinizden alınıyorsa, sana yalanlar söyleniyorsa, medya katillere destek veriyorsa, başka ülkeler her gün gazetelerde hem rejimi eleştirip hem de silah ve sinir gazlarını o ülkeye direnişcileri öldürmek için kullanıyorsa , artık uyanman gereken zaman gelmiş demektir. Halk bireysel olarak örgütlerden daha güçlüdür. İnsanları harekete geçiren şey ise, onlara yalan yanlış söylenen şey değil, korku ve bastırılmışlık değil sadece "vicdan"dır. Eğer bir toplumda vicdan yaratabilirsen o zaman gerçek lideri de bulabilirdin. Gerçek lider sensin. 2011'den 2013'e kadar kanlı bir şekilde devam eden o devrimci direnişin her ferdi bir liderdi. Türkiye'de Haziran hareketlerinde olduğu gibi; Tahrir meydanındaki o çocukların her biri bir liderdi. Herkesin aradığı tek bir şey vardı. Vicdan ve adalet..Belgesel / filmde beni çok etkiyen bir konuşmaydı. Ölen oğlunun başında bir annenin söyledikleri.. "Mina, sana protestolara gitme demedim mi? Gitmem, senin istediğin olsun anne dedin. Ama beni kandırıp gittin ve şimdi hayatımızdan gidiyorsun. Bana demiştin ki, eğer devrim şehidi olarak ölürsem üzülür müsün anne?..Şehit olduğun için üzülmüyorum ama seni kaybetmek canımı acıtıyor. Şehit olduğun için üzülmüyorum ama bu veda çok canımı yakıyor Mina!.."Eğer bir ülkede iyi ve özgür insanlara hain; hainlere ise kahraman denirse ; o ülkede yaşanan ve yaşanmaya devam edecek olan çok ağır bir dram var demektir. Bu arada filmde "The Kite Runner" filminden tanıdığımız Khalid Abdalla'nın bu devrimin dış basına aktarımında ne çok payı olmuş inanılmaz.. Kısacası, çok etkileyici bir belgeseldi. Söylenilen özgürlük şarkıları ile olağanüstüydü.. İzleyin, izlettirin.. Tarihe tanıklık edin..Devrimin amacı olan ekmek, özgürlük, sosyal adalet gibi kısa sürede ulaşılması imkansız.. Ama o çocuklar Ahmet, Halit ve diğerleri özgürlük için savaşmaya devam ediyorlar. Silahsız bir savaş bu.. Haklarınız elinizden alınıyorsa, sana yalanlar söyleniyorsa, medya katillere destek veriyorsa, başka ülkeler her gün gazetelerde hem rejimi eleştirip hem de silah ve sinir gazlarını o ülkeye direnişcileri öldürmek için kullanıyorsa , artık uyanman gereken zaman gelmiş demektir. Halk bireysel olarak örgütlerden daha güçlüdür. İnsanları harekete geçiren şey ise, onlara yalan yanlış söylenen şey değil, korku ve bastırılmışlık değil sadece "vicdan"dır. Eğer bir toplumda vicdan yaratabilirsen o zaman gerçek lideri de bulabilirdin. Gerçek lider sensin. 2011'den 2013'e kadar kanlı bir şekilde devam eden o devrimci direnişin her ferdi bir liderdi. Türkiye'de Haziran hareketlerinde olduğu gibi; Tahrir meydanındaki o çocukların her biri bir liderdi. Herkesin aradığı tek bir şey vardı. Vicdan ve adalet..Belgesel / filmde beni çok etkiyen bir konuşmaydı. Ölen oğlunun başında bir annenin söyledikleri.. "Mina, sana protestolara gitme demedim mi? Gitmem, senin istediğin olsun anne dedin. Ama beni kandırıp gittin ve şimdi hayatımızdan gidiyorsun. Bana demiştin ki, eğer devrim şehidi olarak ölürsem üzülür müsün anne?..Şehit olduğun için üzülmüyorum ama seni kaybetmek canımı acıtıyor. Şehit olduğun için üzülmüyorum ama bu veda çok canımı yakıyor Mina!.."Eğer bir ülkede iyi ve özgür insanlara hain; hainlere ise kahraman denirse ; o ülkede yaşanan ve yaşanmaya devam edecek olan çok ağır bir dram var demektir. Bu arada filmde "The Kite Runner" filminden tanıdığımız Khalid Abdalla'nın bu devrimin dış basına aktarımında ne çok payı olmuş inanılmaz.. Kısacası, çok etkileyici bir belgeseldi. Söylenilen özgürlük şarkıları ile olağanüstüydü.. İzleyin, izlettirin.. Tarihe tanıklık edin.. 

Benzer Yazılar:

  • AL MIDAN - MEYDAN 'Al-Midan'ı seyredince yeniden Haziran hareketlerinin o derin coşkusuna gittim. Acıtan ama yüreklendiren bir şeyler vardı bu belgesel / filmde..… Devamı

0 yorum:

Yorum Gönder

Facebook Sayfam

Çok Okunanlar

Twitter Akışı

Rastgele

  • SEKSÜEL ÇEKİMİN BAŞ DÖNDÜRÜCÜ KİMYASI
    28/01/2014 - 0 Comments
    C.T : Aslında hiç ilgilenmediğim bir adamdı. Fazla paralı , benim üniversite öğrencisi olduğum bir dönemde…
  • 1979  BİR YILBAŞI HATIRASI
    13/01/2014 - 0 Comments
    Sabah gözümü açıp dışarıya bir bakıyorum, adam boyu kar yağmış.. İstanbul'un üzerine un elemişler, pürüzsüz…
  • THE MACHINIST
    12/01/2014 - 0 Comments
    Oyuncu Christian Bale olunca Amerikan filmi olduğunu düşünmüştüm ama Avrupa filmiymiş. Üstelik şu ara…
  • ADOLF - BO SAHNE
    22/11/2014 - 0 Comments
    Adolf oyunu Burak Sergen'in tek kişilik ve oyuncunun  sahnede devleştiği bir oyundu. Adolf Hitler'in…
  • YENİÇERİ KATLİAMI
    20/02/2014 - 0 Comments
    Tarih boyunca devlet kademelerinde olan bütün liderlerin en büyük korkusu kendi ordusuna yenik düşmektir.…