BAĞIMSIZ SİNEMANIN LENİN'İ : ANGELOPOULOS



Theodoros Angelopoulos

Yunan sinemasının hem öncü yönetmeni, hem sanat sinemasının çağdaş temsilcisi. Sanatı sanat için yapan , film karelerinin her biri duvara tablo olarak asılacak cinsten olan o müthiş yönetmen Theo Usta.

Olağanüstü bir estetik kaygısı vardır. Sadece sanatsal çekimlerinde değil ; filmlerinin adı bile şapka çıkartılacak cinstendir : Ağlayan Çayır, Leyleğin Geciken Adımı, Öteki Deniz, Yeniden Yaratma, Ulis’in Bakışı gibi..

Tüm filmlerinde Balkanlar’da sınırların kalkmasını vurgular. Bütün hayatını ve sanatını bu ideolojiye adamıştır.
 
 

Ağzımızda keskin bir deniz tuzu bırakır, gölgeler yanıbaşımıza düşer. Sulara boğuluruz ama hızla da ruhumuzu kurtarırız o sularda.. Aşkı, acıyı, göçü, terk edilen toprakları, insanları , özlemi, kavuşmayı bu toprakların hüznü ile harmanlayıp sunar.

İnsanları sustukça konuşturur. Şemsiyeler altında insanları susturtur, sular altında kalmış kasabaların üzerindeki kayıkları yüzdürür.. Ama manzarayı da insanları da o sessizlikle konuşturur.

Geçiş sahnelerini öyle bir ustalıkla yapar ki; yıllar içinde o geçisi hızlı çekilmiş bir belgesel gibi izlersiniz, gözbebekleriniz büyür.

Sadece tek bir kelime üzerine yollara düşen erkekleri görürsünüz; o sırada kanla çizilen sınırlar vardır.  Ama her şeyin ötesinde nehirler dolaşır en korkunç hikayelerin içinde usulca, sakin, ürkütmeden geçer.
 


Eleni Karaindrou müzikleri ile damarlarınız sızmıştır tam da o anda yavaşça. İnsan dolu otobüsler, terk edilmiş köyler kasabalar, her şeye rağmen yıkılmış hayatların ve binaların içinde dans eden insanları görürsünüz. Denizin üzerinde bir salın üzerinde ayakta duran siyahlı insanlar, en kirli meydanlara asılmış bembeyaz çarşaflar kokusuyla girer büyüler sizi bulunduğunuz yerde. Kamera genç yaşta her şeyini kaybetmiş annelerin arasında gezinirken kendinizi o ana ve o kültüre çok tanıdık bildik hissedersiniz. Kaybettiğimiz şey hüzün mü, sevinç mi bilemezsiniz.

Puslu Manzaralar, Gezgin Oyuncular filmlerini seyreder, zekasına hayran kalırsınız.

Bir ropörtajında film çekme sebebini “zamanı yavaşlatmak için” olduğunu dile getirmiştir.

Angelapoulos , yani sinema sanatının boğaz köprüsü. Ya anlar geçersin ya da düşer ölürsün. Eserleri tanrının feneri olan bir adam (bir sanatçı, bir büyük üstad) bir trafik kazasında değil de;  sanki bir ege adasında kumların üzerinde güneş batarken ölmeli, uyur gibi.. Devamı gelir mi bilmem bazı yönetmenlerin ama sonsuzluk kelimesini eserlerinin sonsuzluk duygusuyla yaşatan bir yönetmen o..

Bazı insanlarla aynı dili konuşamazsın ama , aynı zihne sahip olursun.
 

0 yorum:

Yorum Gönder

Facebook Sayfam

Çok Okunanlar

Twitter Akışı

Rastgele