GASPAR NOE – ALGILARINIZLA OYNAYAN YÖNETMEN



Gaspar Noe filmlerini ilk seyrettiğinde sevemezsin belki. Ama yoluna devam etmek istersen yavaş yavaş kanına girmeye başlar, ilgin artar. Bu daha da fazlasını tetikler, teloransınız yükselir. Üçüncü filminde artık onun diğerlerinden çok daha farklı bir yönetmen olduğunu kanıksar, tarzını ezberler, diyalogların dibine vurur, onun felsefesini ya da uzattığı tabağında size sunmaya çalıştığını tadı anlayamayan insanları, siz de anlamlandıramazsınız.

Durum bende tam da böyle oldu.

Başka bir damardan girer içinize filmleri. Ağızdan yemekle beslenen insanlara inat, serum takar kollarınıza. Sarsar, büyüler, algı seviyenizi arttırır. Göstermek istediğinden fazlası vardır. Çok az insan anlar ve sever onu. Severleri tapar. Normal bir adam değildir. “Love” filmindeki Murphy karakteri (kişisel kanaatimce ) kendisiydi. Öğrenciydi ve hayali, eninde sonunda bir yönetmen olmaktı. Filmde, Elektra ile ilk tanıştıklarında söylediği cümleyi hatırlayın ;

“I  wanna make movies out of blood, sperm and tears”
 
 




Hikayeleri uçuktur. Ama o hikayelerden birine eğer dahil olmuşsanız ; kendi yaşam çizginizin bir döneminde ; ağlatır. Enter the Void filminde DMT maddesi üzerine öyle bir kafa yaratır ki sizde ; kullanmış kadar olursunuz. Film biter ama siz ayılamazsınız.  Kalırsınız öyle olduğunuz yerde.

Bu arada filmlerine kendini serpiştirir bol bol. Adı geçer, kendi görünür, bazen her şeyi ile görünür (!) şaşırtır. Love’de yeni doğan bebeğin adı “Gaspar”, sevgilisinin çalıştığı resim galerinin adı “Noe” idi.
 


Filmlerindeki sevişme sahneleri gerçektir. Hayat gibi çıplak ve gerçektir oyuncular da. Yüzü güzel olmasa da vücutları muhteşem kadınlar kullanır filmlerinde. İrriversible filmi hariç..

Filmlerini hırsla, şehvetle, ego ile, tutku ile , öfke, ten kokusu ve ter ile harmanlar. Dağınık ve renkli odalar kullanır. Algıladığı dünyayı size sonuna kadar yaşatmadan bırakmaz. Yarım bırakmanıza müsaade etmez. Üzerinize bir ağırlık bırakır ve görünmeyen bir el sizi hareketsiz bırakır.

Enter the Void, sinema tarihinde çekilmiş en iyi filmlerden biri, Gaspar Noe ise dünya tarihinde filmleri mutlaka izlenilmesi gereken 10 önemli yönetmen arasında gösterilir. Bu durum,  filmlerini fazla hafife alanların, sinema bilgilerini yeniden gözden geçirmeleri için bir sebep olabilir.

Yönetmen der ki ;
“Sanat ve pornografi arasında bir sınır yoktur. Her şeyin sanatını yapabilirsiniz. Bir mum ve bir ses kaydediciyle deneysel bir film yapabilirsiniz. Süt içen bir kedi ile sanat yapabilirsiniz. Hiç bir fark yok. Olağandışı yollarla çekilen ya da çoğaltılan herhangi bir şey sanatsal ve deneysel olarak düşünülebilir.”

Garpar Noe, duygularınız okşamaz, saldırır. Psikadelik yolculuklara çıkartır. Karakterlerine felsefi sorular sordurur, kavanoza kapatır izleyiciyi. Evet tam bir sapıktır belki ama mizah duygusu da vardır. Sadece aşk sıradan gelir ona. Tutkunun en hastalıklı halini anlatır.

0 yorum:

Yorum Gönder

Facebook Sayfam

Çok Okunanlar

Twitter Akışı

Rastgele