1979 BİR YILBAŞI HATIRASI
Sabah gözümü açıp dışarıya bir bakıyorum, adam boyu kar yağmış.. İstanbul'un üzerine un elemişler, pürüzsüz görünen, gözbebeklerimi aydınlığı ile küçülten bir dünya var dışarıda. 9 yaşındayım.. Kalın kalorifer peteklerinin arasına minik ellerimi sokup sessizce biblo gibi duruyorum camın önünde.
31 Aralık'ın sabahı henüz.. Babamla annemin arkadaşları öğleden sonra gelecekler bize, masaya bardak koyacak yer kalmayana kadar en sevdiğimiz yemekleri yapacaklar.
Ben koşturuyoru...m, bir salona, bir erkek kardeşimle yattığımız odaya, koridordan rüzgar gibi geçiyorum sürekli, anneannem bana bağırıyor ama ben duymuyorum.
Dış kapıyı açıp parmaklarımı kocaman açarak karları mıncıklıyorum; "gurrrç, gurrç, gurrç" diye sesler çıkıyor.
Sonra misafirler gelmeye başlıyor.. Misafirlerin kızı Betül'ü hiç sevmiyorum. Çünkü çok bilmiş.. Ve anneannem, annem, babam onu pek seviyorlar. "Betül ne güzel oynuyor bakın abba'nın şarkılarında ne figürlar yapıyor?", "Betül sekiz kere iki kaç eder söyle kızım", "Betül çiçekler hangi mevsim açar? Domates hangi mevsim çıkar?, B ile başlayan bir şehir söyle, Z ile başlayan bir hayvan adı söyle " Betül beyaz kurdeleli saçları ile hızla hepsini biliyor.
Ben çırpınıyorum "patlıcan yazın olur , iki kere iki dört, Bolu'da orman var , kedi tırmalar, köpek havlar, yumurta tavuktan çıkar " diye araya girip kendimi kanıtlamaya çalışıyorum..
Müzik başlayınca hararetle tepine tepine dans ediyorum, o kadar hızlı dans ediyorum ki, ter içinde kalıyorum, ellerimi dans ederken sağa sola sallarken Betül'e çarpıyorum. Ama yine Betül'ü alkışlıyorlar.
Yılbaşının anlamı ; kibar anne babaların bir araya gelip, gülümseyerek konuştukları; benim sürekli sevimsiz Betül' yönettikleri soruları sabote ettiğim, salonun avizesinin altında kendimi helak ederek tepindiğim bir geceye dönüşüyor.
Bütün enerjimi o yıllarda bütün yaşamıma yetecek kadar tüketmiş olmalıyım.
Sahi Betül ne yapıyor acaba bu yılbaşı?
0 yorum:
Yorum Gönder