BAŞLANGIÇ
Bu sefer bir beni kim şaşırttı dersiniz?
Shutter İsland'daki performansıyla Leonardo Di Caprio değil (ki bu çocuk artık asla kötü bir filmde oynamıyor ve muhteşem bir oyuncu olduğunu hepimiz kabul ettik) , filmin yönetmeni Christopher Nolan oldu tabiki de.. "kara şövalye" gibi tamamen sıradan bir filme imza attıktan sonra "inception" gibi son zamanların en iyi bilim kurgularından birini yapması halen inanabilir gibi gelmiyor bana..
Öncelikle film başından sonuna kadar koltukta kendi içinizde ayrı bir kabus yaşamanıza ve eve gidip uyumaya korkutuyor insanı (korku filmi değil yanıtmasın bu)..Filmin ana fikri şu: Kişi kendi içinde özümsediği ya da çok yakınlık duyduğu birinin hissettiği her türlü duyguyu –mutluluk, acı, ızdırap vb –kendisi de hisseder. Yani başkasının mutluluğunu, acısını rüyalar aracılığıyla o da yaşar..
Başlangıç mutlaka ama mutlaka izlenmesi gereken ve izleyenleri çok şaşırtacak bir film. Filmi izleyecekler için konuyu detaylı yazmaya niyetim yok. Nolan neticede ciddi bir işe soyunmuş ve başarılı olmuş. Bu kadar karmaşık konuyu nereye bağlayacak derken finalde amacına ulaşmış.
Film bir anlamda Freud’un bilinçaltı teziyle uyuşuyor. Ama filmin ortaya koyduğu başka bir fikir var. Bir insanın zihninde yatan her şeyi öğrenmek istiyorsanız onun beyninin en derin noktasına ulaşmak zorundasınız. Bu yüzden Nolan’a göre rüya içinde rüya, tekrar bir rüya, sonra bir rüya diye dördünce boyuta geçmeniz gerekiyor.
Başlangıç, Christopher Nolan, Film, filmler, Inception, Ken Watanabe, Leonardo di Caprio, Marion Cotillard, Sinema
0 yorum:
Yorum Gönder