UNDER SANDET


Under Sandet, bildiğiniz bütün savaş filmlerinden çok farklı bir film. Hatta bir savaş filmi değil, ‘savaş sonrası ağır bir faşizm’ filmi. Seyrederken acıdan sık sık filmi durdurmak isteyeceğiniz ağır bir trajedinin filmi.

Evet, savaş uzar ve savaşanlar gençleşir. Bütün dünya tarihi boyunca yapılan bütün savaşlarda en ağır trajedileri; orada olmaması gereken masum çocuklar yaşamıştır.


Ve faşizmin hiçbir topluma mal edilemeyeceğinin, her toplumda iyi ve kötünün savaşının var olduğunun, İkinci dünya savaşına ait tek hikayenin Nazi-Yahudi konusuna dair olmadığının; vicdan duygusunun sadece sizin yanınızda değil, karşınızda olana bile göstermeniz gerekeceğinin ; çünkü herkesin sizler gibi hayalleri, gelecek için umutlarının olduğunu anlatan gerçek bir hikayedir bu film.


1945 yılında 2.Dünya Savaşı’nın bitmesinin ardından 2000’e yakın Alman Savaş esiri Danimarka’nın batı sahillerindeki 1,5 milyon kara mayını temizlemeye zorlandı. Yarısından fazlası öldü ya da ciddi şekilde sakat kaldı. Bir çoğu 13-14 yaşındaki çocuk yaşta askerlerdi.

Anneleri azarlasa, bir kenara çekilip ağlayacak, yerinden kımıldayamayacak, belki nefeslerini tutacak çocukları göreceksiniz bu filmde. O çocukların yüzlerindeki korkuyu, ürkekliği, şiddet karşısında nasıl titrediklerini, yüz ifadelerindeki çaresizliği, aşağılamalar karşısında sessiz kaldıkça bedenlerinin korkuyla nasıl sarsıldığını, ve aslında kimin , hangi tarafın haklı/haksız olduğunun zerre kadar öneminin olmadığının, dünyanın ne derece ağır trajediler üzerine inşa edildiğinin, insanoğlunun hırsı ve saf nefretinin önüne kimsenin geçemeyeceğinin; faşizmin , ırkçı yaklaşımın her kökende, her millette olduğunun ; kimsenin tarihinin şanla şerefle, tertemiz yazılmadığının filmini seyredeceksiniz. Çok fena acıtacak. Faşist kafalara ders niteliğinde her hafta bir doz seyretme mecburiyeti olması gereken bir film bu.


Filmin yönetmeni  Martin Pieter Zandvliet ve En iyi erkek oyuncu ödülünü Louis Hoffman şimdiden ; pek çok festivalden ödülleri topladı bile.

Under Sandet 2017 Akademi Ödülleri’nde En İyi Yabancı Dilde Oscar adayı filmler içinde en fazla öne çıkan film ; hatta 2 ay öncesinden söyleyeyim: ödülü de alacaktır.


Martin Pieter Zandvliet, o kadar başarılı bir film yapmış ki; diğerlerinden farkı nedir bu yönetmenin diyecek olursanız , derim ki : İlk kez bir yönetmen bu derece objektif, sadece kendi ülkesinin insanlarının yaşadığı trajedileri değil,  düşman diye tanımlanan karşı tarafın da acılarını trajedilerini bu kadar dokunaklı ve sarsıcı şekilde sahnesine yansıtmıştır, derim. Kendi milletinden de faşistlerin olduğunu, vicdan ve vicdansızlığın ; savaşın acımasızlığının asla tek tarafa mal edilemeyeceğinin filmini yapmış yönetmen.
 
Ve çocuk oyuncular öyle bir kusursuzlukla filmi tamamlamış ki, yüzlerine her baktığınızda vicdan uçurumundan bir kez daha atlayıp, boşluğa bırakacaksınız kendinizi.

Faşizmi burnunuzun dibinde hissettikçe , acıdan mideniz bulanacak..
 
 

  4 yorum:

  1. Yalnız ideoloji mi suçludur yoksa ideolojinin parçası olan herkes suçlu mudur? Bunun ele alındığı ve her şeye rağmen insanın vicdani duygularının her şeyin üstünde olduğunu yansıtan savaş sonrasında yaşanan çelişkiler ve savaşın acımasızca nerelere uzanabileceğine dair bir baş yapıt sayılabilir.. Güzel bir film..

    YanıtlaSil
  2. Arka plandaki müzikler için bile sadece sayfa acık bırakılabilir:) Güzel Blog ellerinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  3. Yorumların yayınlanması daha hoş olurdu diye düşünüp , daha cok bilgi ve paylaşımda bulunabilinir...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginize çok teşekkür ederim. Yorumlar gecikmeli düşüyor sayfama, bu yüzden affınıza sığınıyorum.

      Sil

Facebook Sayfam

Çok Okunanlar

Twitter Akışı

Rastgele