Ellerin Hafızası
Sevdiğin kadının elinin kalıbını çıkarmayı bir dene önüne koyup bak bu kalıba. El sadece gövdeye bağlı bir organ değil, bizim sezip aktarmamız gereken bir düşüncenin devamıdır.
Bir kadının bütün hikayesidir elleri. Zerafeti, beyazlığı, kemiklerinin şekli, inceliği değil sadece; yaşanmışlığına bakın. Ve en çok ellerini sevin. En çok parmak uçlarını öpün.
Bir parmağımda, bir ev kazasının izi kal...dı.. Yıllar önce bir arkadaşımın evinde pencereyi yana çekeyim derken feci kanlı bir kazanın izi.. Giderek normale dönüyor ama ben her gün dokunuyorum tam da darbe almış o parmağa.
Herkes çok eğleniyordu, eğer ses çıkarırsam gecenin ambiansı bozulacaktı. Yüksek seste müzik, yüksek kahkaha sesleri arasında kimseye hissettirmeden salonu terk edip banyoya koşturmuştum ama birisi kan izlerini görmüştü. Sonra herkesten çığlıklar yükseldi, ben "sorun yok" diyorum ama acıdan bayılmak üzereydim.
Benimle birlikte hastaneye koşturan arkadaşlarım, kan görünce fenalaşanlar, ağlayarak bana sarılan bir erkek arkadaşım (parmağım koptu sanmış).. Herkes şaşkın bir şekilde koşturuyor ben sessizce acıdan ağlıyorum..
Geçti sonra, aylar sonra sargıyı bile çıkarttım.. Parmağım normale döndü..
İster kaza ile, ister hiç kazasız izler kalır her elde..
Eller ile insan kalbinin aynı izleri taşıdığını, ellerin bir hafızası olduğunu, dokunduğu hiç bir şeyi unutmadığını, sevdiğinin ya da dostunun sıcaklığını soğukluğunu, şeklini anımsayadığını bilirim. Eller de kalp de anımsar..
Bir sevgilinin boynunu, göz kenarlarını, küçük çenesini, bir köşede ağlarken sildiği gözyaşlarını, sırtındaki küçük bir pütürü, çocukluktan kalma bir haylazlık izini, ayaklarının soğukluğunu, parmaklarının sıcaklığını, gitmek isteyen birinin zaptedilebilirliğini, kalmak isteyen birinin sarıldığın andaki ağırlığını anımsar..
Sevdiğiniz kişinin en çok ellerini sevin. En çok onlara dokunun.. En çok onları koruyun..
Şefkatini de, zayıflığını da, korumacılığını da; yaşamını almakla mı vermekle mi geçirdiğini de onlar anlatır size..
0 yorum:
Yorum Gönder