İNTİHAR
İnsan ne zaman "yazar" olur, ya da yazdıkları herkese dokunur?
Elbette sağlıklı ve huzurlu bir hayattan çok, canları başkalarından çok daha fazla yandığı zaman..
William Shakespere'in eserlerinde elliden fazla karakter intihar etmiştir. Dilin, fırçanın, notanın sınırlanırının, dünyanın sınırı olduğu farkediyorlardı belki de.
Neyi kaybettikleri bizde, neyi kazandıkları ise yalnızca kendilerine saklı kalır.
Fransız şair Nerval, soğuk bir kış gecesi Paris'de bir sokak fenerine kendini kravatıyla astığında, "Yazık ! Her şey ölecek demek ben ölürsem" demiş. Mayakovski kafasına silahı dayayıp tetiği çektiğinde arkasında yarım bıraktığı şiirinde "Lili beni sev ! " diyordu. Gerçeküstücü Artaud ardında bıraktığı öykülerde "Elbette yaşayacaktım ama vücudum bana ihanet etti." diyordu. Nirvana'nın solisti Kurt Cobain çenesine dayadığı av tüfeğinin tetiğini çektiği zaman yaşama sevincine inat, eşine yaşama sıkı sıkıya sarılmasını tembihliyordu "Lütfen devam et Courtney".
İntihar, tarihin arka sokaklarında akan aşkın bilinç dışı haliydi ve en yaratıcı bedenleri seçiyordu belkide.
İngiliz şair Thomas Chatterton intihar ettiğinde henüz on sekiz yaşındaydı. Dört yıl sonra Goethe bu hikayeden etkilenerek "Genç Werther'in Acıları"nı yazdı.
Peki Jerzy Kosinski'nin ünlü kitabı "Boyalı Kuş"un kendi hikayesi olduğunu biliyor muydunuz. Ve kitaptan bir süre sonra da kafasını naylon poşete geçirerek intihar ettiğini?
En son oyunlarını kendi canları ile oynamış insanlardı onlar. Sanki hepsi büyük bir ölümün parçalarıydılar ve yan yana geldiklerinde hep bir ağızdan bize yaşamın hiç bitmeyen tazeliğinden söz edeceklerdi.
Ben bu haykırışı daima hissettim.
Kurt Cobain son mektubunda şöyle söylüyordu:
"Hepimizin içinde iyilik var ve sanırım ben insanları çok fazla seviyorum. Öyle çok seviyorum ki bu beni mutsuz ediyor. Üzgün, küçük, hassas biriyim.Geçen yıllar boyunca mektuplarınız ve ilginiz için hepinize teşekkür ederim. Ben çok ümitsizim. Artık eski tutkum yok ve ; sönüp gitmektense yanıp kül oluyorum.
Kendi yaşamınızda bensiz daha çok mutlu olacaksınız. SİZİ SEVİYORUM"
Elbette sağlıklı ve huzurlu bir hayattan çok, canları başkalarından çok daha fazla yandığı zaman..
William Shakespere'in eserlerinde elliden fazla karakter intihar etmiştir. Dilin, fırçanın, notanın sınırlanırının, dünyanın sınırı olduğu farkediyorlardı belki de.
Neyi kaybettikleri bizde, neyi kazandıkları ise yalnızca kendilerine saklı kalır.
Fransız şair Nerval, soğuk bir kış gecesi Paris'de bir sokak fenerine kendini kravatıyla astığında, "Yazık ! Her şey ölecek demek ben ölürsem" demiş. Mayakovski kafasına silahı dayayıp tetiği çektiğinde arkasında yarım bıraktığı şiirinde "Lili beni sev ! " diyordu. Gerçeküstücü Artaud ardında bıraktığı öykülerde "Elbette yaşayacaktım ama vücudum bana ihanet etti." diyordu. Nirvana'nın solisti Kurt Cobain çenesine dayadığı av tüfeğinin tetiğini çektiği zaman yaşama sevincine inat, eşine yaşama sıkı sıkıya sarılmasını tembihliyordu "Lütfen devam et Courtney".
İntihar, tarihin arka sokaklarında akan aşkın bilinç dışı haliydi ve en yaratıcı bedenleri seçiyordu belkide.
İngiliz şair Thomas Chatterton intihar ettiğinde henüz on sekiz yaşındaydı. Dört yıl sonra Goethe bu hikayeden etkilenerek "Genç Werther'in Acıları"nı yazdı.
Peki Jerzy Kosinski'nin ünlü kitabı "Boyalı Kuş"un kendi hikayesi olduğunu biliyor muydunuz. Ve kitaptan bir süre sonra da kafasını naylon poşete geçirerek intihar ettiğini?
En son oyunlarını kendi canları ile oynamış insanlardı onlar. Sanki hepsi büyük bir ölümün parçalarıydılar ve yan yana geldiklerinde hep bir ağızdan bize yaşamın hiç bitmeyen tazeliğinden söz edeceklerdi.
Ben bu haykırışı daima hissettim.
Kurt Cobain son mektubunda şöyle söylüyordu:
"Hepimizin içinde iyilik var ve sanırım ben insanları çok fazla seviyorum. Öyle çok seviyorum ki bu beni mutsuz ediyor. Üzgün, küçük, hassas biriyim.Geçen yıllar boyunca mektuplarınız ve ilginiz için hepinize teşekkür ederim. Ben çok ümitsizim. Artık eski tutkum yok ve ; sönüp gitmektense yanıp kül oluyorum.
Kendi yaşamınızda bensiz daha çok mutlu olacaksınız. SİZİ SEVİYORUM"
Boyalı Kuş, edebiyat, Genç Werther'in Acıları, Goethe, güncel konular, intihar, Jerzy Kosinski, Kurt Cobain, Mayakovski, Nirvana, ölüm, Thomas Chatterton, ümitsizlik, yaşam
0 yorum:
Yorum Gönder