KADINLARIN ÇOĞU ASLINDA 'NELLY'


Tanrı, egosu yüksek kadınlardan sadece erkekleri değil, kadınları da korusun, diyerek ışık hızında, kendimi din adamı koltuğunda başkaları için de yalvarırken buluyorum.

Gözümü açtığımda halen bu dünyaya aitsem yapacak bir şey yok, aynı gökyüzünün altında onlarla da birlikte yaşamayı öğrenmem gerek. Kaçabileceğin hiç bir yer yoksa en az zararla yanlarından geçip ürkütmemeye bakacaksın. Gagalanmadan yanlarından geçebilirsen karlısın, ama eteklerin iki metre arkandan sürünecek kadar uzunsa ; illaki birisi gelip kasıtlı olarak eteğine basıp yırtacaktır kumaşını.


Kadınlar hemcinsleri ile dost olabilecek kadar erdem sahibi ise (ki bu gerçekten büyük bir erdem) yanına kocanı ya da sevgilini verip ıssız bir adaya da bıraksan; son nefesine kadar denize bakar, palmiyeleri seyreder yine de bakmaz o adama. Erkekler çok da ehil yapıda canlılar değil; elbette bu bir gerçek ama kadınların da diğer kadınların sahip olduğu her mutluluğa taş koymaktan ne kadar zevk aldığını, "onu sevme beni sev" diye fıldır fıldır etrafında döndüğünü de inkar etmek tam bir delilik olur.

Aşk kıskanılır, adamın tipinin nasıl olduğunun en ufak bir önemi yoktur. Bu yüzden paylaşılamayan bir erkek olduysanız sakın ; Clark Gable gibi bakışlarınız, Brad Pitt gibi sırma saçlarınız, Michaiel Cain gibi ince bir zekanız, Jude Law gibi vücudunuz ya da Tyler Durden gibi yatak performansınız olduğundan falan sanmayın. Siz mahallenizin bakkalı kadar mülayim, sütçü kadar pembe tombul yanaklı, pideci çocuk gibi ezik de olsanız (pideciler ayağa kalkmasın, çok severiz onları; bu lafın gelişi) boşta kalmazsınız. Kadınlarda bu empatisiz karakter yapısı olduğu sürece; siz egonuzu uçan balon misali şişire şişire , her türlü ahlaksızlığı yapa yapa, her türlü maymunluğu yapa yapa; sırtınız yere gelmeden yaşar gidersiniz.

Kadınlar yaşamlarının sonuna kadar erkek yetiştiren bir anne aslında. Ben çoğu zaman bu misyonun suyunu çıkartmış olabilirim, farkındayım. Ama her kadın birlikte olduğu erkek için bir anne; bazısı çok ilgili mıcık mıcık bir anne, bazısı disiplin sever eli terlikli bir anne, bazısı sümsük bir anne... Erkekler bir anne değil bir sevgili mi arıyor dediniz? Hahahahhaaaa (pardon kendimi tutamadım, güldüm buna)..

Erkeklerin ne aradığını sorgulamak fazla zaman kaybı? Peki kadınların kadınlarla derdi nedir? Biribirinin tepesine basa basa, ortada soytarıya çevirdikleri adamı kapma yarışı çabası nedir?

Bazı kadınlar bir erkeği kozasında keşfeder.. Yani tırtılken; yani herkesin bir yaprağuın üzerinde gördüğünde "iiiiiiiğğğğkk!" diye suratını büzüştürdüğü zamanlarda; onu alır renkli bir kelebek yapar. Tırtıl kendiliğinden kelebek olduğunu iddia eder, çünkü koza içinden o kadar debelenerek çıkmıştır ki; sarsıntıdan ne olduğunu idrak edememiştir.

Bazı kadınlar bir erkeği kelebekken keşfeder (bu kadın tipleri en cingöz geçinen ; fırıldak tiplerdir); kelebeğin ömrünün sonuna gelmişlerdir ama dötü başı dağıtırlar. Renkleri ellerinde kalır, pulları yapışır ama yapışan pullarda artık renk yoktur; grimsi sönük kuru birşeydir artık..

Erkekler kelebek midir peki? Of tabi ki değil.. Elbette değil (boşuna sevinmeyin bu benzetmeye; ben sadece yaşam stili bakımından kelebeği örnek gösterdim.)

Kadınların empatisiz kişilik yapısı 6 yaşındaki kız çocuklarının o lüle saçlı kahküllü tipleriyle ortalıkta bütün sevimsizlikleri ile dolaşıp herşeyi isteyen karakter yapısına benzer. Anne baba o çocuğu insan olarak yaşama kazandıramamıştır. Çocuk yapmak ayrı, insan yapmak ayrı; bunları ayırmak gerek. Küçük Ev dizisindeki "Nelly"dir onlar. Dudakları hep büzük, kenarları aşağı kıvrıktır. Gözleri kısık bakar, burunları havası çekilmiş güneşte kurutulmuş kayısı gibidir. Her pastaneden süpangle isteyen, her dondurma topunu üst üste koyduran, hepsini de devirip eli boş kalan aç tiplerdir bunlar.

Erkekler Nelly tiplerini en başta severler; bu tipler uğruna hayatlarında geri kalan bütün kadınları tekmeler, çoraplarına ceviz kabuğu koyarlar; ta ki Nelly'ler onların Tyler Durden değil de pembe yanaklı sütçü olduğunu anlayana kadar. Bir gün bir uyanırlar ki, yanlarındaki adamı kurbağa mı kovalamış, at mı tekmelemiş ne olmuşsa başka biri olmuştur. Artık o pembe yanaklı sütçüdür ve ayağa kalktığında da ezik pideci çırağı olmuştur. (Benzetmelerde ayrıntılara takılıp bu tür meslek guruplarını ayağa kaldırıp evimin önünde pankart açtırmazsanız sevinirim; adı üstünde sadece bir örnekleme bu).

Kadınlar kadınların daima en büyük düşmanıdır. Erkekler kadınların aptal aptal gazına gelen zavallılardır aslında. Onlara birileri bu gerçeği söylemek zorundaydı; bana kaldı.. Çok üzgünüm.

Bir kadın olarak "iyi kalpli biri ne anlama gelir ? "in cevabı işte tam da budur.. İyi kalpli bir kadın olmanın kıstası; hemcinslerin tarafından da güvenilir olmaktır. Hemcinslerin tarafından da dost görünebilmektir. Hemcinslerinin en ufak aldığı bir darbede yanında olabilmektir. Yoksa Hamdi, Ayşe'nin dostluğunu çok beğeniyormuş, Hamdi Ayşeyi çok taktir ediyormuş, Ayşe Hamdi'ye üzümlü kek yapmış (asla bu bir iyilik kriteri değil, asla da olamaz).

Kadın olmak bir tesadüf, zeki olmak da öyle; ama "iyi kalpli bir kadın" olabilmek gerçekten bir erdem.

Kimsenin hayatındaki aşka el uzatmadan, kimsenin sevgisini kıskanmadan, arkadaşının mutluluğu ile mutlu olabilmek bir erdem.

Bedenine değil, ruhuna orospuluk sokmadan yaşayabilmek bir erdem..

Süpanglelere uzaktan bakıp yoluna devam edebilmek bir erdem.

Erkekleri ortalıkta soytarıya çevirmeden anne, sevgili, eş olabilmek daha da büyük bir erdemdir.


0 yorum:

Yorum Gönder

Facebook Sayfam

Çok Okunanlar

Twitter Akışı

Rastgele